Varlık Felsefesi (Ontoloji)
Varlık felsefesi varlığı maddesel, zihinsel ve ruhsal boyutlarıyla çözümlemeye çalışır; varlığın yapısını, özelliğini, varlığın özsel ve biçimsel niteliğini, varlık-yokluk problemini ve ruh-madde ilişkisini ele alır. Gerçek ve doğru bilgilere ulaşmak için varlığa ilişkin doğru ve tutarlı sorular sorabilmek çok önemlidir. Acaba varlık düşüncede var olan mıdır yoksa düşünceden bağımsız olarak gerçek dünyada var olan mıdır? Varlığın bütünselliği ile bütünü oluşturan parçalar arasında ne tür ilişki vardır? Varlık deneyimlenen ve algılananlar mıdır yoksa düşüncede var olan mıdır? Gerçek varlık ve ideal varlık ayrımı mümkün müdür? Varlığın varlık olmayanla (metafizik) ilişkisi nedir? Bu açıdan metafizik ve varlık problemleri arasında ne tür bağlantılar vardır? Acaba varlığın ana maddesi denen şey var mıdır ve varsa nedir? Varlık felsefesi ile bilimin varlığa ilişkin yaklaşımları birçok yönden birbirlerinden farklılaşmaktadır.
Bilim ve varlık felsefesi arasındaki ayrım her zaman çok net olmamış, ancak 18. yüzyıl sonrasında doğa bilimleri ile sosyal bilimlerin büyük bir hızla gelişmeye başlamasıyla belirginleşmiştir. Bilim ve varlık felsefesi arasındaki farklılıkları kısaca özetlemek gerekirse ilk olarak; bilim varlığı gözlem, deney ve test yoluyla çözümleyerek ele alır; varlık felsefesi ise maddi ve zihinsel boyutları açısından bir bütün olarak inceler.
İkincisi; bilim, varlığın kendisini bir gerçeklik olarak kabul eder, varlık felsefesi ise gerçekliğin kendisinin ne olduğu ile yetinmez ve gerçekliğin mümkün olup olmadığı sorusunu sorar.
Üçüncü olarak; bilim, dış nesnel gerçekliği olduğu gibi kabul ederken varlık felsefesi, dış nesnel gerçekliği sorgular ve varlığın görünen formları ile varlığı varlık yapan özünün ne olduğunu irdelemeye çalışır.
Dördüncü bir farklılık ise bilimin var olanının bilgisine bilimsel araştırma yöntem ve tekniklerini kullanarak ulaşmaya çalışması, varlık felsefesinin ise varlığın gözlem, deney ve test dışında bir gerçekliğinin olup olmadığını sorgulamasıdır. Varlık felsefesi var olanın yapısının ve türünün ne olduğunu ve varlığın ne anlama geldiğini irdeler, yani varlık felsefesinin kapsamı bilimden çok daha geniştir.
Beşinci olarak bilim, bütünün parçalarıyla ilgilenirken varlık felsefesi, kendisini bütünün parçalarıyla sınırlamaz, parçalar kadar bütünün kendisini de konu edinir. Son olarak bilim, bir problem çözme yöntemidir; varlık felsefesi ise çözülmüş olan ve bilinen bilgiler üzerine soru sormaya devam eder. Varlık felsefesi, bilimin yaptığı çözümlemeleri ve varlığa ilişkin öne sürdüğü bilgileri yeterli görmez (Suğur ve Koçak, 2009:4).