1. Anasayfa
  2. Türk Tarihi

Kadim Kuzey Türkleri Uygurların Menşei

Kadim Kuzey Türkleri Uygurların Menşei
0

Uygur tarihi hiç şüphe yok ki Orta Asya tarihinin en önemli birkaç devresinden biridir. Orta Asya Türk tarihinin eski devrinde, bozkır coğrafyasında bozkır kültürüyle kurulan üçüncü devlet Uygur Kaganlığı’dır. Uygurlar 744-840 seneleri arasında ilk parlak dönemlerini, Ötüken ve çevresindeki kurdukları hâkimiyetle yaşamışlar, 840’ta zayıfladıktan sonra bir kısmı batıya göçmüş, göçtükleri yerde ikinci parlak dönemi yaşamışlardır. Diğer kısım Uygurlar da Kan-chou bölgesine inerek bugün Doğu Türkistan diye bilinen coğrafyada varlıklarını günümüze kadar yaşatmayı başarmışlardır.

Soyları Hunlara dayanan, Hun ve Göktürklerin mirasçısı olan Uygurlar ile ilgili akademik çalışmalar yapan ilk ilim adamı, Japon bilgini Haneda Toru olmuştur. Aslen bir Budolog olan ve Japonya’da Budoloji’yi kuran Prof. Dr. Haneda bu konuyu, Uygurların Budizmi kabul etmelerinden dolayı ele almıştır. Aynı konu ikinci olarak rahmetli olan Prof. Dr. Bahattin Ögel tarafından ele alınmış ve bu konuda birkaç makale yayınlamıştır. Yalnız rahmetli hoca, Uygurların boydan devlet haline nasıl geldiği hakkında ispatlar ortaya koymuş ve bizleri aydınlatmıştır. En son olarak ise Uygurların Ötüken bölgesindeki hâkimiyet dönemi Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu tarafından tez çalışması olarak araştırılmıştır. Bunlardan başka Reşit Rahmeti Arat ve Ahmet Caferoğlu da konu ile ilgili çalışmalar yapmışlardır. Ayrıca yakın zamanda vefat eden Uygur Türkü Turgun Almas’ın Uygur kitabı başta olmak üzere araştırmaları Uygurların tarihinin aydınlatılmasında önem arz etmiştir.

Uygurlar VIII. asrın ortalarında Göktürkler’den sonra bağımsızlıklarını kazanıp kendi devletlerini kurdular. Bu Kaganlık yaklaşık yüz yıl devam ettikten sonra, Kırgızlar tarafından yıkılınca ikiye ayrılan Uygurların bir kısmı Kansu-Ordos bölgesine, diğer bir kısmı ise Beşbalık bölgesine geldiler. Takip eden asırlar içinde her iki grup da hayat tarzını değiştirerek yerleşik kültüre geçtiler. Maniheizm, Budizm ve İslam dinlerinin de etkisi buna katılınca eski Türklerin farklı bir yönleri gün yüzüne çıktı. Neticede yerleşik hayat tarzı onlara günümüze kadar gelen eşsiz sanat eserleri meydana getirme fırsatı tanıdı. Dolayısıyla Uygurlar, Türk tarihinin çok farklı bir cephesini oluşturmuş oldular.

Uygur Kaganlığı Asya’nın kalbi olarak adlandırılan, kadim Türk yurdu olarak bilinen, bugünkü Doğu Türkistan coğrafyasında kurulmuştur. Doğu Türkistan; kuzeyde Rusya, batıda Batı Türkistan’ı teşkil eden Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan, güneyde Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Tibet, doğuda Çin (Kansu ve Çing-hai eyaletleri) ile kuzeydoğuda Moğolistan ile çevrilidir.

Dokuz aileden müteşekkil Uygurlar, 744’te Basmil ve Karluklarla beraber Göktürk iktidarını yıkarak bağımsızlıklarını kazanmış ve kendi bağımsız devletlerini kurmuşlardır. Devletin kurucusu Kutlug Bilge Kagan’dır. Başkentleri ise Ordubalık şehridir. Uygur adı Çin kaynaklarında: Huei-ho, Wei-ho, Huei-hu, Wei-wu-er gibi şekillerde geçmektedir. Uygur adının anlamı ve etimolojisi hakkında çeşitli görüşler vardır. Bunlar: Uygur’un manasının “şahin gibi hızla hücum eden”, “orman halkı”, “çukur” anlamlarında olduğu söylenmiştir. Gy. Németh’e göre Uygur adı, uy-”uymak, takip etmek” fiilinden türemiştir. Ebulgazi Bahadır Han da Uygurların adını “uymak, yapışmak” fiiline dayandırmıştır. Kâşgarlı Mahmud’da ise, “kendi kendine yeter” manasında kullanıldığı kaydedilmiştir. Kelimenin genellikle Uygur şeklinde geliştiği, “akraba, müttefik” ten geldiği, On Uygur adının da “On Müttefik” anlamında olduğu kabul edilmiştir. Çin kaynakları, Uygurların Göktürkler gibi Hunların neslinden olduğu yolundaki düşüncelerde hemfikirdirler ve onların da kurttan türediklerini belirtirler. Fakat bunun yanı sıra Uygurların ağaçtan türediklerine dair efsaneler de mevcuttur.

Uygurların 744’de bağımsızlıklarını ilan etmeden önceki tarihi süreçlerine kısaca göz atmak gerekirse reisleri P’u-sa önderliğinde Uygurlar 627 yılında yüz bin kişilik Göktürk ordusunu yenmeleriyle şöhretleri artmıştır. Bu galibiyet Uygur ve Töles boylarına büyük itibar kazandırmıştır. Bu zaferden sonra P’u-sa, Alp İlteber unvanını aldı. Çin kaynakları P’u- sa’dan şöyle bahsederler: “Mükemmel harp planları yapıyordu. Savaşta askerlerin önüne geçip hücum ederdi. Az askerle çok iş yapıyordu”. P’u-sa zamanı Uygurların refah devridir. Göktürklerin zayıf olduğu bu çağda Orta Asya’nın kuzeyinde başlıca iki kuvvet vardı. 1- P’u- sa’nın emrindeki Uygur Tölesleri, 2- Sir Tarduş Tölesleri.

646 yılında Alp İlteber ölünce yerine Çinlilerin kuklası olan oğlu Tu-mi-tu geçti. Bu devri gerçek bir Kaganlık dönemi olarak kabul etmek zordur. 648 yılında kukla İlteber öldürüldü. 648 yılında Altay Dağlarında bağımsızlığını ilan eden Ch’epi Kagan liderliğindeki Göktürkleri de Çinliler, Karluk, Uygur ve Basmilleri kullanmak suretiyle mağlup etmişlerdi. Daha sonra Çin hâkimiyetini tanımayan Batı Göktürk beylerinden A-shih-na Ho-lu’nun bozguna uğratılması için hazırlanan Çin ordusuna Uygurlardan yaklaşık elli bin kişilik bir kuvvet, reisleri Po-jun liderliğinde katılmış, Taşkent’e kadar ilerlemişlerdi. Po-jun, T’u-mi- tu’dan sonra başa geçen İlteber idi ve 661-664 yılları arasında Uygurların lideri olmuştu. O ölünce yerine önce kız kardeşi Pi-li-tu geçti. 680 yılında ise Uygurların başında Tu-chie-chih adlı reis bulunmaktaydı. Uygurların devlet olma süreçleri bu şekildedir.

717 yılında Uygur İlteberi ile Kargon’da savaşan Bilge Kagan, onu mağlup edip doğuya kaçmasına sebep olmuştur. Bu bilgiler ışığında Uygurların 740’lı yıllara kadar fazla bir varlık gösteremediklerini anlıyoruz. Ancak dâhil oldukları Dokuz Oğuz birliği, isyanlarda daima ön planda bulunmuşlardır. 742-743 senelerinde Göktürklerin hâkimiyeti altında bulunan Karluk, Basmıl ve Uygur oymakları, Göktürk Kagan’ı Ozmış’ı mağlup edip öldürdüler. Göktürk Devleti ortadan kalkınca Basmillerin idaresinde yeni bir Kaganlık kuruldu. Uygurlar sol (doğu), Basmiller sağ (batı) yabguluğu oluşturdular. 744 senesinde kalabalık Dokuz Oğuz boylarının da desteğiyle Uygur Yabgusu, Basmil Kaganını mağlup ederek kendini Kagan ilan etti ve Kutlug Bilge Kül Kagan unvanını aldı. Bu suretle hür Uygur Kaganlığı kurulmuş oldu. Uygurların, Karluk ve Basmıllara göre daha kuvvetli olmasının sebebi, hiç şüphesiz kalabalık Dokuz Oğuz boylarının kendi yanlarında yer almalarıdır.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir