1. Anasayfa
  2. Türk Tarihi

Uygur Kağanlığı Nasıl Yıkıldı?

Uygur Kağanlığı Nasıl Yıkıldı?
0

808 yılında Kagan’ın ölmesiyle yerine, Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Kagan geçti. Bu tarihte Kagan’ın yanı sıra Hsien-an prensesi de ölmüştü. Çinliler hem tebrik etmek hem başsağlığı dilemek için elçiler gönderdiler. Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Kagan diğer Kaganlara göre daha uzun süre tahtta kalmıştır. Alp Bilge Kagan devri devlet için son derece huzurlu ve sükûn dolu olmuştur.

Bu dönem Uygurları rahatsız eden tek güç Tibetlilerdi. Tibetliler, Sha-t’o’ları kullanarak Uygurlara karşı üstünlük sağlamaya çalışıyorlardı. Fakat Sha-t’o’lar Ötüken’e gelip Uygurların hâkimiyetini kabul ettiler. Bu durum, o devirdeki Uygur otoritesinin büyüklüğünü gösteren önemli göstergelerden biriydi.

Tibetliler, Uygurların bu üstünlüğünü hazmedemeyerek zaman zaman Uygurlara karşı intikam duygularını açığa çıkarıyorlardı. Tibetliler, Uygurların başkenti Karabalsagun bölgesine kadar sefer düzenlemişler, fakat başarılı olamamışlardı. Eski devirlerine nazaran çok kuvvetlenen Tibetliler, İpek Yolu’na gözlerini dikmişler, özellikle Turfan ve onun doğusundaki toprakları zaman zaman istila etmişlerdi.

Uygur Kaganı 813 yılında Çin’e elçi göndererek bir Çin prensesiyle evlenme talebinde bulunmuştur. T’ang Hanedanı’nın İmparatoru bu talebi, masraflarının ağırlığı yüzünden reddetmek istemiş; ancak bunu açıklamaya çekinip oyalama yoluna gitmiştir. Uygur Kaganı 820’de Alp Tarkan başkanlığındaki bir heyeti daha yollayıp evlilik yolundaki ısrarını tekrarlayınca, İmparator Hsien-Tsung evliliği çaresiz kabul etmek zorunda kalmıştır.

Bu devirde Uygurlar siyasi güçlerinin en parlak zamanlarını yaşamış, buna karşılık Maniheizm ise etkisini arttırarak sürdürmüştür. Çin üzerinden Uygurlara geçen Maniheizm’i ise Çinliler arasında Uygur Türkleri yaymışlar, Uygur hâkimiyeti devam ettikçe, Çin’de Maniheistler rahat yaşamışlardır. 821 yılı Şubat ayında Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Kagan öldü. Çin Sarayı üç gün matem ilan etti. Çin Sarayı’nın ileri gelenleri baş sağlığında bulundular. Uygurlar hakkında bilgilere sahip olduğumuz Karabalsagun Kitabeleri bu hükümdar adına, bu dönemde dikilmiştir.

821 yılında Ay Tengri’de Kut Bulmış Alp Bilge Kagan ölünce yerine Kün Tengri’de Ülüg Bulmış Alp Küçlüg Bilge Kagan geçti. Moyen-çor Kagan’la kuvvetlenen, Bögü

Kagan’la parlayan, Kutlug Bilge Kagan’la zirveye çıkan Uygurlar için 821 tarihi bir kırılma noktasıdır. Bu tarihten sonra Uygur başkentinde türlü entrikalar, suikastlar ardı ardına yaşanarak adeta bir kaos ortamı oluşmaya başlamıştır. Bu karışıklıklar Uygurların siyasi kuvvetlerinin hızla zayıflamasına sebep oldu. Kün Tengri’de Ülüg Bulmış Alp Küçlüg Bilge Kagan ise Kaganlık’taki iç karışıklıkları ortadan kaldırmak için çaba göstermiş ve Çin ile ilişkilere büyük önem vermiştir.

Çin Sarayı, yeni tahta çıkan Kagan’ı tebrik için elçiler gönderdi. Kagan başa geçince Uygurlar ilk iş olarak, sürekli ertelenen Çinli prensesle evlilik merasimini gerçekleştirmek için girişimlere başladılar. Bu girişim Uygurların azılı rakibi olan Tibetlileri rahatsız etti ve Uygur ülkesine akınlar yapmaya başladılar. Tibetlilerin bu akınları başarısızlıkla sonuçlandı. Kagan büyük bir merasimle Çinli prensesle evlendi. Dış görünüş itibariyle Uygur Kaganı’na büyük şeref kazandıran bu evlilik aslında devletin içişlerine müdahale imkânı elde eden Çin lehine idi. T’ai-ho Prensesi, Uygur ülkesi için bir uğursuzluk timsali olmuş, Çin Sarayı’nın ananevi politikası arzu edilen şekilde rahatlıkla yürümüştür. 824 yılında Kagan vefat etti.

824 yılında Kün Tengri’de Ülüg Bulmış Alp Küçlüg Bilge Kagan ölünce yerine küçük erkek kardeşi Hazar Tegin geçti. Hazar Tegin’in Kaganlık unvanı, “Ay Tengri’de Kut Bulmış Bilge Kagan” idi. 825’de Çin İmparatoru yeni Uygur Kaganı’nı tebrik için elçiler ve hediye olarak on iki araba dolusu ipekli kumaş gönderdi.

Hazar Tegin başa geçince Çin İmparatoru’na, Çinli bir prensesle evlenmek ve bu yolla bir akrabalık tesis etmek istediğini bildirmiştir. Daha önceki Türk devletlerinde ve Uygurların daha eski devirlerinde de karşımıza çıkan bu Çinli prenseslerle evlenme hadisesi her iki toplum için, zararlı olduğu kadar yaralı bir takım unsurları da içinde barındırıyordu. Çinliler açısından, Türklerin kendi sınırlarına gelip şehirlerini yağmalamaları azalacak, Çin’in siyasi ve askeri bakımdan zayıf oldukları dönemlerde de Çinlilerin yardım isteklerine olumlu cevap verilecek, Uygurlar yardıma gelecekti. Türkler ise bu kurulan akrabalık sayesinde Çin içlerinde ticareti daha kolay şekilde yapacaklardı.

Yalnız Uygurların bu evlilik istekleri Çin tarafından her zaman kabul edilmiyordu. Hazar Tegin’in bu evlilik isteği de Çinliler açısından ekonomik olarak zararlı olmasından dolayı önce reddedilmiş ama daha sonra ise Hazar Tegin’e isteğinin kabul edildiği bildirilmiştir. Çin İmparatoru Hazar Tegin’e kendi küçük kardeşi olan T’ai-ho Konçuy’u vermiştir. Evlilik merasimleri kaynaklar tarafından ayrıntılı şekilde anlatılmıştır, bu sayede Uygurların kültürü hakkında bilgi sahibi oluyoruz.

821 tarihinden itibaren Uygur Devleti gerileme sürecine girmeye başladı. Siyasi bunalımı daha da arttıran ekonomik kriz de bu tarihte ortaya çıktı. Her ne kadar Çinliler dost gibi görünse de, aslında ülkelerinde huzuru kaybeden Uygurlara karşı diş biliyorlardı. Hazar Tegin zayıf yaradılışlı bir Kagan’dı. Bütün bu sebeplerle iç karışıklıklarla uğraşan devlet hızla daha da kötüye gitti.

Bu dönemde dikkat çeken husus ise; Çinlilerin geleneksel politikalarını ustalıkla harekete geçirmeleridir. Çinliler, Uygurları zayıflatmak için bin bir türlü entrikalar çevirirken diğer taraftan da Uygurların dikkatini çekmemek için, Uygur atlarına karşılık çok yüksek ücretler ödemeyi, elçileri vasıtasıyla da kıymetli hediyeler yollamayı ihmal etmiyorlardı. Kudretsiz olan Kagan, 832 yılında yeğeni veya nazırı Külüg Boga tarafından öldürüldü.

832’de Ay Tengri’de Kut Bulmış Bilge Kagan ölünce yerine Hu Tegin geçti. Onun Kaganlık unvanı “Ay Tengride Kut Bulmış Alp Külüg Bilge Kagan” idi. Bu Kagan’ın ismi enteresandır. Hu kelimesiyle Çinliler bütün barbarları ifade ederlerdi. Bu isim, konu ile alakalı araştırma yapanlarca, Uygurların başkentte bulunan Sogdlulardan etkilendikleri şeklinde açıklanmıştır. 832’de Uygur elçileri Çin Sarayı’na gidip Ay Tengri’de Kut Bulmış Bilge Kagan’ın ölümünü haber verdiler. Çin sarayında üç günlük matem ilan edildi. Yüksek  dereceli memurlar başsağlığı dileğinde bulundular.

833’te Çin İmparatoru yeni Kagan’a tebrik için elçiler gönderdi. Bu dönemde de Çinlilerle evlilik yoluyla siyasi ilişkiler kurulmaya çalışıldı. 835 senesi Haziran ayında Çinli prenses Uygur ülkesine getirildi. Bu hükümdar için Çin İmparator fermanında geçen övgü dolu sözler dikkati çekmektedir. Bunlardan başka bu tarihlerde Çinlileştirme propagandası ortaya çıktı, bu da en çok dilde kendini gösterdi. İmparator Wen-tsung 836 senesinde yabancılarla daha iyi anlaşabilmek maksadı ile sınır bölgelerinde yabancı dil öğrenen ve öğreten memurluklar kurulmasını emretti. Bu hamle görünüşte diğer ülkelerle ticari, siyasi münasebetlerde dil anlaşmazlığını çözmek içindi. Böylece Çin dili Uygur ülkesinde yaygınlaşmış olacaktı. Bu da kültürel bir yıkımın ilk aşamasıydı. Bu aşamanın sonunda Çinlileşme kaçınılmaz olacak ve Çin dilini konuşmaya mecbur olunacaktı.

839 senesinde  Kagan’ın  nazırları olan  An Yün-ha ve Ch’ai-tsao,  Hu Tegin  Kagan’ı devirmek istediler. Hu Tegin planı meydana çıkardı ve onları öldürdü. O sırada bir miktar asker ile dışarıda olan diğer bir Uygur nazırı Kürebir bu olaya çok kızdığı için Sha-t’o’larla birlikte Kagan’a hücum ederek isyan etti. Bu karışıklık neticesinde Kagan öldü. Bazılarına göre Kürebir tarafından öldürülmüş, bazılarına göre intihar etmiştir.

Hu-Tegin’in ölümü üzerine Ho-sa Tegin Kagan ilan edildi. Bu dönemde birçok aksilik yaşanmıştır. 839 tarihinde, sert geçen kış ayı Uygurların hayvan sürülerinin telef olmasına sebep olmuş ve var olan siyasi bunalımın üstüne ekonomik sıkıntıların eklenmesiyle ülkede huzursuzluk daha da artmış, önceki Kagan’ın tahttan indirilişi sırasında merkezde olmayan kumandanlardan Külüg Baga, Kırgızların yanına giderek onlarla birlikte yüz bin süvariyle Uygur başkentini basmış, Hazar Tegin ve Kürebir’i öldürmüş Kaganlık otağı dâhil bütün değerli varlıklar Kırgızların eline geçmiştir.

Böylece Kırgızlar Moyen-çor ve Kutlug Bilge zamanında uğradıkları Uygur taarruzlarının intikamını korkunç bir şekilde almış oldular. Yapılan Kırgız taarruzu Orhun bölgesindeki Uygur hâkimiyetinin sonu olmuştur.

Uygurların yıkılışına sebep olan olayları şu şekilde sıralamak mümkündür;

  • Çinlilerin geleneksel olarak Türklerin güçlerinin parçalanmasına neden olan iç karışıklıklara sebep olma ve körükleme siyaseti,
  • Yönetici devlet adamları arasındaki sürtüşmeler, hatta başka devletlerle anlaşıp darbeyle başa geçme teşebbüsleri,
  • Yaşadıkları coğrafi bölgenin çetin zorlukları. Son dönemlerine denk gelen kış ayının çok çetin geçmesinin, siyasi buhranla sarsılan devlete ekonomik olarak yansımasa,
  • Maniheizm inancının insanlar arasında kökleşerek bir hayat tarzına dönüşmesi, bunun sonucunda savaşçılık özelliklerinden gün geçtikçe uzaklaşması ve düşmanlarla mücadele etmekteki acizlik ve miskinlik sayılabilir.

Bu arada Uygurların yıkılması Mani Dini’ önemli bir hamiyi kaybetmiş ve Mani Dini’nin Çin’de yayılması son bulmuştur diyebiliriz. Uygurların yıkılmasının akabinde Çin İmparatoru verdiği emirle, kendine bağlı bütün topraklarda Mani mabetlerini kapatmış ve mabede ait olan mülkleri ele geçirmiştir. Mani Dini’ne ait olan kitaplar yakılıp yok edilmiştir. Çin İmparatoru konuyu takip etmiş ve Mani Dini’nin kendi gelecekleri açısından tehlike oluşturacağı için Uygurların yıkılmasını fırsat bilerek ve hemen harekete geçmiştir.

Kırgız yenilgisiyle devletleri yıkılan Uygurlar, çeşitli yerlere göç etmişlerdir. Bu göç ettikleri coğrafi bölgeyi şu şekilde açıklamak mümkündür:

  • Yıkılan Devletin ikinci adamı bazı boylarla Batıdaki Karluklara,
  • Bazı Uygur Boyları Tibetlerin hâkim oldukları topraklara,
  • Doğuya doğru, Moğol olan Shih-wei kabilelerinin hâkim oldukları topraklara,
  • Bazı Uygur kabileleri ise güneye doğru inip Sarı Nehrinin batı kısımlarına doğru göçmüşler, burada kendilerine yeni bir Kagan seçmişler ama Çin ve Kırgız baskısıyla dağılarak Sha-chou, Kan-chou (Kansu) ve Kao-ch’ang (Turfan) şehrine yerleşmişler,
  • Bir kısım Uygurlar ise ufak aileler halinde Kitan, Moğol kabilelerinin arasında yaşamışlardır.

Bundan sonra Uygur tarihinin ikinci devresi başlamaktadır. Kagan ailesine mensup iki kardeş tarafından idare edilen göç hareketi, değişik bölgelere yapılmak zorunda kalmıştır. Göç eden Uygurlar zamanla küçük şehir devletleri kurarak Orta Asya İpek Yolu ticaretine hâkim oldular. Yalnız göç eden bu Uygur Türkleri, Bozkır Türk Devlet anlayışından uzak hareket etmişlerdir. Bu devletlerden Kan-Chou Uygur Devleti ve Turfan Uygur Devleti en önemlilerindendir.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir