Batı Yayılmacılığının Etkileri
Batılı güçlerin 16. yüzyılın başlarından itibaren ticaret ve yerleşim amacıyla hareket sahalarını genişletmeleri dünyanın tamamı üzerinde kalıcı etkiler bıraktı. Denizaşırı seferlere öncelik veren Portekiz ve İspanyolların ve bunları takip eden Felemenk, Fransız ve İngilizlerin önemli bir değişimden geçmelerinde şaşırtıcı bir taraf yoktu. Bununla birlikte Avrupalı toplulukların gelişi, ticaret döngüleri ve hayat tarzları temellerinden sarsılan dünyanın diğer köşelerindeki toplumların tarihini de bambaşka bir yöne itti. Coğrafi keşiflerin en köklü ve acı etkileri Amerika kıtalarında görüldü. Dünyanın geri kalanından apayrı, kopuk bir hayat süren Amerikan yerlileri, zorla ilişkiye geçmek zorunda kaldıkları batılılara topraklarını kaptırıp istilacılara esir düştüler. Avrupalılar, Amerika’nın yerli topluluklarına daha üstün olduklarına inandıkları batı kültür, idare tarzı ve dinî inançlarını aşıladılar.
Afrika, batı yayılmacılığından kötü etkilenen yerlerden bir diğeriydi. Bazı Afrikalı hükümdar ve Müslüman tacirlerin köle ticaretinden semirip zenginleştikleri doğruydu; ama batılıların bitmek tükenmek bilmez köle talepleri, mensupları köle avcılarına esir düşen veya kaçırılan Afrikalı toplulukların büyük bölümünü felakete sürükledi. Asyalı kitleler, özellikle Endonezya civarında Portekiz ve Felemenk mücadelesinin şiddetlendiği dönemlerde değerli metalara erişmeye çalışan tacirlerin açgözlülüğünden büyük ıstırap çektiler. Bununla birlikte batılı tacir ve yerleşimcilere karşı en başarıyla direnenler yine Asya insanları olmuştu. Ne de olsa, Asya’nın kadim uygarlıkları batılı istilacıların kültürel dayatmalarını def edecek bir geçmişe sahiptiler; yeri geldiğinde, topraklarını savunabilecek askerî güçleri bir araya getirebiliyorlar ve ticaretin hangi şartlarda yapılacağına dair kendi fikirlerini kabul ettirebiliyorlardı.