MÖ 190 – 129 Yılları Arasında Anadolu’nun Durumu
MÖ 190 yılında Seleukos Kralı III. Antiokhos’la yapılan savaştan galip ayrılan Roma’nın MÖ 188 yılında yapılan Apameia Barış Antlaşmasıyla Seleukos’ları Toros’ların doğusuna çekilmeye zorladığını ve böylece Anadolu’daki Seleukos hakimiyetinin oldukça sınırlandırıldığını, Seleukos’ların boşalttığı bölgelere de Pergamon ve Rodos gibi Anadolu’daki Roma müttefiklerinin hakim olduğunu görmüştük. Bu dönemle birlikte Roma bazen askeri bir güç olarak bazen de hakem vasfıyla Anadolu’nun içişlerinde önemli bir rol oynamaya başlamıştır. MÖ 188 yılından sonra Pergamon kralı Eumenes sınır komşularıyla yaşadığı çeşitli sorunlarda birçok kez Roma’nın desteğini istemiştir. Fakat Roma Pergamon’a çoğunlukla diplomatik destek vermiştir. Örneğin MÖ 186 yılında Eumenes komşusu Bithynia kralı Prusias I’le savaşa girmesinin ardından Roma’dan yardım isteyince Roma askeri destek yerine bölgeye bir elçi yollayarak kısa zamanda barışın tesis edilmesini sağlamıştır. Bu savaşın bitmesinin ardından MÖ 183 yılında Anadolu’nun geneline yayılan ve Pontos Krallığıyla komşuları arasında cereyan eden bir savaş meydana gelmiştir. Romalılar bu savaşlarda doğrudan rol almak yerine olayın kendiliğinden çözülmesini beklemiş, Roma’nın müttefikleri Pharnakes’i kendi güçleriyle yenilgiye uğrattıktan sonra bir antlaşma yaparak kendi işlerini kendileri halletmek zorunda kalmıştır.
Senatoya yerli halklar tarafından yapılan başvurular da değerlendirilmiş, örneğin Anadolu’nun güneyinde, aşağı yukarı bugünkü Teke Yarımadasına denk düşen yerde yaşayan Lykialılar Rodos yönetiminden şikayetlerini dile getirdiklerinde, Roma biraz da bölgede müttefiklerinin fazla güçlenmesinin önüne geçmek istediğinden dolayı Lykialıların bağımsız olarak kendi kendilerini yönetmelerine karar vermiş ve daha önce Rodos’un kontrolünde olan bölge bağımsızlaştırılmıştır.
Roma bölgedeki bir başka müttefiki olan Pergamon’un da bölgede güçlenmesini engelleyerek Pergamon’un bölgede verdiği mücadelelerde zaman zaman düşmanlarını destekleyerek zaman zaman da olaylara sessiz kalarak Pergamon’un kendi güdümünden çıkıp bağımsız olarak hareket edebilecek genişliği elde etmesini engellemiştir. Pergamon tahtına kendi destek verdiği isimlerin geçmesini sağlamıştır.
Bazı aksaklıklara rağmen Roma Anadolu’da istediğini elde etmiştir; hem çok az kaynak kullanarak kendi çıkarlarını korumuş hem de bölgedeki prestijini yükseltmiştir. MÖ 133 yılında Roma’nın bölgedeki en güçlü müttefiki Pergamon toprakları, kral Attalos III’ün ölümünün ardından kralın vasiyetiyle Roma toprağı haline gelmiştir. Fakat Roma bölgede bir isyanla uğraşmak zorunda kalmış, Pergamon hanedanından geldiğini iddia eden Aristonikos’un başlattığı ayaklanma ancak 4 yıl sonunda kontrol altına alınabilmiştir. Bu tarihten sonra, yani MÖ 129 yılında Batı Anadolu Provincia Asia adıyla Anadolu’daki ilk Roma eyaleti olmuştur.