Ticari Havacılık Öncesi Havacılık Faaliyetleri
İnsanoğlunun uçma merakı sürekli bu amacı gerçekleştirmek için yöntemler aramasına neden olmuştur. Bu amaçla çok sayıda denemeler yapılmış ve sonucunda bir araç sayesinde uçabilmek hayali gerçek olmuştur. Bu alandaki faaliyetleri bireysel ve organize faaliyetler olarak iki başlık altında incelemek yerinde olacaktır. Bireyse faaliyetler daha çok bireysel merakın ve çabaların sonucunda uçabilmeyi hedeflerken, organize faaliyetler ise bir sonraki aşamada devletler ve kurumların desteği ve yönlendirmesiyle yapılan faaliyetlerden oluşmaktadır.
Uçmanın bir askeri, ticari ve sosyal boyutlarının henüz gelişmediği dönemlerde bireysel olarak uçma, hava aracı üretme ön plandadır. Uçakların keşfi ve yaygınlaşmasıyla birlikte bu amaç genele yayılmış ve seri üretimle uçak, balon, zeplin gibi hava araçlarının üretilip çeşitli amaçlarla kullanılması gündeme gelmiştir.
Havacılıkla ilgili ilk araştırma ve çalışmalar 13. ve 14. yüzyıllara kadar dayanmaktadır. Ancak, bu dönemde bu alanda kayıt tutma geleneği yaygınlaşmadığından çok sayıda kaynak bulunmamakta, bu konudaki bilgiler bilim adamlarının eserlerinde yer almaktadır. Bununla birlikte bu tarz araştırmalarla uğraşmanın kiliseler ve toplumun muhafazakâr kesimleri tarafından hoş karşılanmadığı, yapılan çalışmaların ya gizli tutulduğu ya da kayıt altına alınmadığı da göz ardı edilmemelidir.
1. Havacılıkta İlk Denemeler
Havacılıkta ilk denemelerin kim ya da kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte 15. yüzyılda Leonardo Da Vinci’nin bu alanda çalışalar yaptığı ve eserler bıraktığı bilinmektedir. Da Vinci kuşların hareketleri ve beden-kas yapılarını inceleyerek uçuş mekaniğine esas oluşturacak yapı ve hareketleri anlamaya çalışmıştır. Bu işleyişe uygun olarak havada kalabilecek mekanik araçlara ilişkin taslaklar yapmıştır. Yine Leonardo Da Vinci’nin yüksekten düşen insanların hareketini yavaşlatacak, günümüzdeki paraşütlere benzeyen tasarımları da bulunmaktadır.
On sekizinci yüzyılda Montgolfier Kardeşlerin içi sıcak havayla doldurulmuş balonla yerden yükselip mesafe katetmeleri Avrupa’da büyük yankın uyandırmıştır. İnsanoğlu ilk kez havaya yükselebileceğini ve bundan çeşitli faydalar sağlayabileceğini öğrenmiş ve bu alandaki çalışmalar tarım, meteoroloji ve savaş gibi alanlara doğru yayılmaya başlamıştır.
Montgolfier Kardeşlerin balonlarla ilgili çalışmaları hayvanlı ve insanlı deneylerle devam etmiş, ancak 1852 yılında Fransız Mühendis Hanri Giffrad tarafından yapılana kadar tam anlamıyla kumanda edilebilen bir balon üretilememiştir. Bu tarihten sonra balonların pedal vs. donanımlarla kumanda edilmesini sağlayan yöntemler gelişmiş ve güdümlü balon olarak da adlandırılan zeplinler üretilmeye başlanmıştır.
Balon teknolojisi ve uçuş mekaniğindeki gelişmeler hava araçlarına sabit kanatlar ve motorlar takılması yönünde devam etmiş bu da uçak adı verilen hava araçlarının gündeme gelmesine neden olmuştur. Yirminci yüzyılın başında asıl işleri bisiklet üretmek ve tamir etmek olan Wright Kardeşlerin uçma merakı bu alanda değişik araç modelleri ve motorlar üretmeleriyle başlamış ve çeşitli denemeler sonucunda 1903 yılında havada kalıp, ilerleyebilen uçağın ilk uçuş denemelerini yapmalarıyla tarihe yeni bir sayfa açmıştır.
Takip eden yıllarda bireysel hava araçları üretimi artmış, denemeler havada kalış süresini uzatmaya, daha durağan mekanik sistemler oluşturmaya odaklanmıştır. İngiliz Gazetesi Daily Mail’in açtığı bir yarışma sonucunda 1909 yılında Fransız Pilot Lois Bleriot ilk kez Manş Denizi’ni havadan geçmiştir. Bu gelişme havacılık faaliyetlerinin yalnızca kara ile sınırlı kalmayacağının, uçuş mesafelerinin geliştirilebileceğinin de bir kanıtı olarak havacılık tarihine yeni bir yön vermiştir.
2. Askerî Havacılık ve Dünya Savaşları
İnsanoğlunun hava araçları yardımıyla uçabilmeyi başarmasıyla birlikte bu alandaki araştırma ve geliştirme ihtiyaçları farklı alanların taleplerine cevap verecek şekilde gelişmeye başlamıştır. Öncelik her zaman olduğu gibi ulusal güvenlik ve askerî amaçlardır. Bu nedenle öncelikle balonlar sonrasında ise uçaklar düşma ülkelerin cephelerini ve stratejik öneme sahip noktalarını gözetlemek için kullanılmaya başlanmıştır.
Başlangıçta düşman bölgeleri gözetlemek, meteorolojik gözlemler yaparak savaş taktiklerini yönlendirmeye yarayan hava araçları zamanla gelişerek savaşabilen birer makine hâline gelmişlerdir. Bu durum ilk savaş uçaklarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Savaş uçakları da ilk dönemlerde yalnızca cephe gerisine bomba atma amaçlı kullanılırken gelişmeler uçakların birbirleriyle savaşır hâle gelmesine imkân vermiştir.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları havacılık endüstrisinin oldukça geliştiği, üretilen savaş uçağı sayısının yüzler ve binlerle ifade edildiği bir dönemdir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’nda uçak üretim teknolojisi silah endüstrisine paralel olarak gelişmiş, uçakların büyüklükleri, uçabildikleri menzil ve teknik özellikleri büyük bir gelişme göstermiştir. Bu gelişim ve gelişimden kaynaklanan hava aracı üretim artışı savaş sonrası dönemlerde ticari havacılığının başlangıcında önemli bir rol oynamıştır.