1. Anasayfa
  2. Psikoloji

Psikolojide Öğrenme Nedir?

Psikolojide Öğrenme Nedir?
0

Giriş

Psikoloji, insan davranışlarını ve zihinsel süreçleri anlamaya çalışan bir bilim dalıdır. Bu bağlamda, öğrenme, bireylerin deneyim ve etkileşimler yoluyla bilgi kazandıkları, becerilerini geliştirdikleri ve davranışlarını değiştirdikleri karmaşık bir süreçtir. Öğrenme, sadece okullarda veya formal eğitimde değil, günlük yaşamda da sürekli bir şekilde gerçekleşir. Bu yazıda, psikolojide öğrenmenin tanımı, öğrenme türleri, teorileri ve öğrenmenin günlük hayattaki etkisi ele alınacaktır.


1. Öğrenme Nedir?

Öğrenme, bireylerin çevreleriyle etkileşim içinde oldukları süreçler sonucunda davranışlarında kalıcı değişiklikler meydana gelmesidir. Bu değişiklikler, genellikle deneyimler, gözlemler, uygulamalar ve sosyal etkileşimler yoluyla gerçekleşir. Öğrenme, doğrudan gözlemlenemeyen içsel bir süreç olarak kabul edilse de, bireylerin davranışlarındaki değişikliklerle dışa vurur.

Öğrenme, bireylerin çevreye uyum sağlamasını, yeni beceriler kazanmasını, bilgi edinmesini ve problem çözme yeteneklerini geliştirmesini sağlar. Bu süreç, genetik faktörler, bilişsel kapasite ve çevresel etkilerle şekillenir.


2. Öğrenme Türleri

Psikolojide öğrenme, farklı şekillerde kategorize edilebilir. Temelde üç ana öğrenme türü öne çıkar:

a) Klasik Koşullanma (Pavlov’un Koşullanması)

Klasik koşullanma, bir organizmanın, doğal olarak tepki vermediği bir uyarana, şartlı bir tepki vermeyi öğrenmesi sürecidir. Bu süreç, Ivan Pavlov’un yaptığı ünlü deneyle tanınır. Pavlov, bir köpeğe zil sesi çaldığında, köpeğin yemek beklentisiyle salya salgılamasını gözlemlemiştir. Bu durum, köpeğin belirli bir uyarana (zil sesi) tepki vermeyi öğrendiğini göstermektedir.

Örnek:
Bir çocuğun, okul çantasını gördüğünde okulda yapılacak testlere karşı kaygı duyması, klasik koşullanmanın bir örneğidir.

b) Edimsel Koşullanma (Skinner’in Koşullanması)

Edimsel koşullanma, bir davranışın sonuçlarına göre tekrarlanması veya durdurulması sürecini ifade eder. B.F. Skinner’ın çalışmalarına dayanan bu teori, ödüller ve cezalarla yapılan öğrenme süreçlerini anlatır. Eğer bir davranış, olumlu bir sonuç getiriyorsa, bu davranış daha sık tekrarlanır. Tam tersi olarak, olumsuz bir sonuç veren davranışlar ise zamanla azalır.

Örnek:
Bir öğrencinin, öğretmeninin olumlu yorumları sonucu daha fazla çalışması, edimsel koşullanmanın bir örneğidir.

c) Gözlemsel Öğrenme (Bandura’nın Sosyal Öğrenme Teorisi)

Albert Bandura, gözlemsel öğrenmeyi, bireylerin başkalarının davranışlarını gözlemleyerek ve bu davranışların sonuçlarını değerlendirerek öğrenmelerini ifade eder. Bu tür öğrenmede, bireyler, model aldıkları kişilerin (özellikle ebeveynler, öğretmenler, liderler) davranışlarını taklit ederler.

Örnek:
Bir çocuk, anne ve babasının olumlu davranışlarını gözlemleyerek, kendisi de bu davranışları sergilemeye başlar.


3. Öğrenme Teorileri

Psikoloji alanında öğrenmeye dair çeşitli teoriler geliştirilmiştir. İşte bazı önemli öğrenme teorileri:

a) Bilişsel Öğrenme Teorisi

Bilişsel öğrenme teorisi, bireylerin çevrelerinden aldığı bilgiyi nasıl işlediğini, organize ettiğini ve sakladığını anlamaya çalışır. Bu teoriye göre, insanlar yalnızca uyarıcılara tepki vermez, aynı zamanda bilgiyi anlamaya, anlamlı hale getirmeye ve hafızalarında depolamaya çalışırlar.

Örnek:
Bir öğrencinin ders sırasında aldığı bilgiyi, önceki bilgileriyle ilişkilendirerek öğrenmesi bilişsel öğrenmeye örnektir.

b) Sosyal Öğrenme Teorisi

Albert Bandura’nın sosyal öğrenme teorisi, bireylerin başkalarının davranışlarını gözlemleyerek öğrenebileceğini savunur. Bu teori, özellikle model alma yoluyla öğrenmenin önemini vurgular. Gözlemsel öğrenme, özellikle çocuklar ve ergenler için önemli bir öğrenme biçimidir.

Örnek:
Çocukların televizyon izleyerek veya ailelerinden davranış örnekleri alarak öğrenmeleri sosyal öğrenme teorisinin bir örneğidir.

c) Yapısalcı Öğrenme Teorisi

Yapısalcı öğrenme teorisi, Jean Piaget ve Lev Vygotsky gibi psikologların çalışmalarına dayanır. Bu teoriye göre, bireyler çevrelerinden aldığı bilgiyi aktif bir şekilde işleyerek yeni bilgiyi mevcut bilgi yapılarına entegre ederler. Piaget, bu sürecin evreler halinde gerçekleştiğini belirtirken, Vygotsky, sosyal etkileşimlerin öğrenmedeki rolünü vurgular.


4. Öğrenme ve Beyin

Öğrenme süreci, beyindeki nöronlar arasındaki bağlantıların güçlenmesiyle doğrudan ilişkilidir. Sinapslar arasındaki iletişimdeki artış, bireyin yeni bilgiyi ne kadar iyi öğrenip hatırlayabileceğini belirler. Beynin öğrenme sürecindeki rolü, sinaptik plastisite ve nörotransmitterlerin etkileriyle açıklanır.


5. Sonuç

Öğrenme, psikolojinin temel alanlarından biridir ve insan davranışlarının anlaşılmasında önemli bir rol oynar. Klasik koşullanma, edimsel koşullanma ve gözlemsel öğrenme gibi farklı türlerdeki öğrenme süreçleri, bireylerin çevreleriyle nasıl etkileşimde bulunduklarını ve bilgi kazandıklarını açıklar. Ayrıca, bilişsel öğrenme ve sosyal öğrenme teorileri, insanların sadece çevresel uyarıcılara tepki vererek değil, aynı zamanda düşünerek ve gözlemleyerek öğrendiklerini vurgular. Öğrenme süreci, beynimizdeki nöronlar arasındaki etkileşimlerle şekillenir ve sürekli bir gelişim sürecidir.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir