BİLİM, BİLİMSEL BİLGİ VE YÖNTEM
“Bilim nedir?” sorusuna yönelik olarak bilim, birçok farklı şekilde tanımlanabilmektedir.
Bazı bilim tanımlamalarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Bilim, doğal ve toplumsal dünyayı açıklayan geçerli ve güvenilir bilgiler bütünüdür.
- Bilim, doğal ve toplumsal olgu ve olaylar hakkında bilimsel yöntemlerle elde edilen tutarlı ve düzenli bilgilerdir.
- Bilim, bilimsel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılarak doğal ve toplumsal dünya hakkında elde edilen genel geçerli bilgilerdir.
- Bilim, olgu ve olaylar arasındaki ilişkileri belli bir kuramsal yaklaşım çerçevesinde açıklayan mantıklı ve tutarlı bilgilerdir.
Bu tanımlar doğrultusunda bilim, genel anlamda insanoğlunun doğal ve toplumsal gerçeği arayış faaliyeti olarak ifade edilebilmektedir. Doğal ve toplumsal gerçekliğin bilgisine ulaşmak amacıyla yapılan bilimsel araştırmalar, kuramsal ve yöntemsel boyutları içermektedir. Bu anlamda bilimsel bilgi, belli bir kuramsal yaklaşıma uygun araştırma yöntem ve tekniklerinin kullanılmasıyla elde edilmektedir. Bununla birlikte, geçerli ve güvenilir bilimsel bilginin elde edilme sürecinde bilimsel araştırmanın aşamalarına uygun bir yol izlenmesi gerekmektedir.
Bilimsel bilgi, doğal ve toplumsal dünyanın sistematik bir şekilde incelenmesi sonucunda elde edilen bir bilgi türüdür. Bilimsel bilgiye, bilimsel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılarak ulaşılmaktadır. Bilimsel bilgi, bilim insanları tarafından gözlem, deney ve test etme yoluyla elde edilmesinin yanı sıra anlama, çözümleme ve yorumlamayla da elde edilmektedir. Bilimsel araştırmanın aşamalarına bağlı kalınarak elde edilen bilimsel bilginin bazı özellikleri bulunmaktadır. Bilimsel bilgi olgusal ve mantıksaldır. Bunun yanı sıra nesnel olma özelliğine de sahiptir. Bilimsel bilgi, araştırmacının her türlü
önyargı, kişisel beğeni, öznel tutum ve değer yargılarından mümkün olduğunca arındırılmış bir bilgi türü olarak ifade edilmektedir. Her ne kadar araştırmacıların, kendi öznel değer yargılarından tamamıyla arınması mümkün olmasa da araştırmada elde edilen verilerin açıklanması, çözümlenmesi ve yorumlanması sürecinde nesnel olma çabası gösterilmelidir. Bilimsel bilginin açık ve net olması
son derece önemlidir. Bu özelliği, kavram kargaşasının önlenmesini sağlamaktadır.
Bilimsel bilginin diğer özellikleri arasında akla ve mantığa uygun bir bilgi olmasına bağlı olarak kendi içinde düzenli, sistemli ve tutarlı olması yer almaktadır. Bilimsel bilgi, aynı zamanda genellenebilir olma niteliğini de taşımaktadır. Araştırma yöntem ve teknikleriyle elde edilen bilimsel bilgi, geçerli ve güvenilirdir. Bilimsel bilginin bir başka niteliği ise eleştirel olmasıdır.
Bilimsel araştırmalarda kullanılan yöntem, genel anlamda geçerli ve güvenilir bilimsel bilgiye ulaşmak için izlenmesi gereken yolu ifade etmektedir. Başka bir deyişle, bilimsel bilgiye hangi kuramsal bakış açısı ile ulaşılacağını, doğal ve toplumsal olgu ve olayların nasıl ele alınacağını ve elde edilen verilerin nasıl çözümleneceğini ve yorumlanacağını belirleyen bilimsel kurallar bütünü yöntem olarak tanımlanmaktadır (Neuman, 2007). Yöntem, bilimsel bilginin elde edilme sürecinde, araştırmacılara araştırmanın nasıl yapılması gerektiğini sistematik bir biçimde sunan bir yol haritası olarak ele alınabilir. Doğa bilimleri ile sosyal bilimlerin kullandığı yöntemler arasında bazı benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır.
Sosyal bilimlerde, farklı yöntemlerin kullanılması bakımından birbirlerinden ayrılan sosyal bilim anlayışları gelişmiştir. Farklı kuramsal yaklaşımlar çerçevesinde gelişen pozitivist, yorumlayıcı ve eleştirel sosyal bilim anlayışları, gözlemleme, ölçme ve anlama yolları bakımından farklılık göstermektedirler (Neuman, 2007: 120). Başka bir ifadeyle bu yaklaşımlar, toplumsal gerçekliğin tanımlanmasındaki temel varsayımları ve onun bilgisine ulaşma yolunda temel araştırma ve sorgulama yönetmeleri açısından birbirlerinden ayrılmaktadır.
Bilimin, bilimsel bilgi ve yöntemin gelişmesinin tarihsel kökenleri önceki yüzyıllara uzanmaktadır. Bu dönemde gerçekleşen Bilimsel Devrim, bilimsel bilgi ve yöntem anlayışının oluşmasını sağlamıştır. Bu anlamda 18. yüzyılda Batı Avrupa’da ortaya çıkan Aydınlanma düşüncesi, akla ve bilgiye dayalı düşünce sistemini geliştirmiştir.