1. Anasayfa
  2. Edebiyat

Türk Edebiyatında Doğu-Batı Çatışması

Türk Edebiyatında Doğu-Batı Çatışması
0

Giriş

Türk edebiyatı, tarih boyunca pek çok kültürle etkileşim içinde olmuş, ancak en belirgin etkilerden biri Doğu ve Batı kültürleri arasındaki çatışmayla ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden itibaren Türk edebiyatında kendini gösteren bu çatışma, bireylerin ve toplumun kimlik arayışını yansıtan önemli bir tema haline gelmiştir.

Tanzimat Dönemi ve Doğu-Batı Çatışması

Tanzimat dönemi (1839-1876), Osmanlı Devleti’nde Batı’ya yönelik reform hareketlerinin başladığı bir süreci temsil eder. Bu dönemde edebiyat da Batı’ya açılırken geleneksel Doğu anlatı tarzı ile Batı’nın roman ve tiyatro gibi yeni edebi türleri arasında bir gerilim yaşanmıştır. İlk yerli romanlardan biri olan Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat (İlk yerli roman, 1872) ve Namık Kemal’in İntibah (1876) eserleri, Doğu-Batı çatışmasının erken dönem örnekleri arasındadır.

Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati Dönemlerinde Batı’ya Yönelim

Tanzimat’tan sonra Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati edebiyatıyla birlikte Batı edebiyatının etkisi daha da artmış, bireysel ve toplumcu eserlerde Doğu-Batı çatışması çok daha belirgin bir hal almıştır. Halit Ziya Uşaklıgil’in Mai ve Siyah (1897) romanında Batı’ya hayran bir gencin hayal kırıklığı ve Ahmet Mithat Efendi’nin Felatun Bey ile Rakım Efendi (1875) eserinde Batı’yı yüzeysel ve taklitçi bir şekilde benimseyen Felatun Bey karakteri gibi örnekler, bu temayı işleyen önemli eserlerdir.

Cumhuriyet Dönemi ve Kimlik Arayışı

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Batılılaşma süreci daha belirgin bir hal almış, ancak bu durum toplumsal ve bireysel bir ikilemi de beraberinde getirmiştir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Sodom ve Gomore (1928) romanında, Batı’nın yoz etkileri eleştirilirken; Peyami Safa’nın Fatih-Harbiye (1931) eserinde ise Doğu ve Batı arasında bocalayan bir bireyin psikolojik dönüşümü anlatılır.

Modern ve Postmodern Dönemde Doğu-Batı Çatışması Günümüz Türk edebiyatında Doğu-Batı çatışması, daha çok bireysel kimlik sorunları, kültürel aidiyet ve globalleşme ekseninde ele alınmaktadır. Orhan Pamuk’un Kara Kitap (1990) ve Benim Adım Kırmızı (1998) romanları, Doğu ve Batı sanat anlayışlarının çatışmasını edebi bir dille anlatan modern eserlerdendir.

Sonuç

Türk edebiyatında Doğu-Batı çatışması, tarihsel ve toplumsal değişimlerin bir yansıması olarak önemli bir tema olmuş, dönemden döneme farklı bakış açılarıyla ele alınmıştır. Kimi zaman bir yozlaşma eleştirisi, kimi zaman bir sentez arayışı olarak yansıtılan bu çatışma, Türk edebiyatının temel konularından biri olma özelliğini korumaya devam etmektedir.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir