1. Anasayfa
  2. Edebiyat

Peyami Safa’nın Romanlarında Ruh ve Beden İkilemi

Peyami Safa’nın Romanlarında Ruh ve Beden İkilemi
0

Giriş

Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Peyami Safa, romanlarında bireyin iç dünyasını derinlemesine irdeleyen bir yazar olarak öne çıkar. Onun eserlerinde sıkça işlenen temalardan biri de ruh ve beden arasındaki çatışmadır. Özellikle Batı ve Doğu kültürleri arasındaki gerilim, modernleşme sancıları ve bireyin kimlik arayışı bağlamında şekillenen bu ikilem, yazarın felsefi ve psikolojik yönünü de gözler önüne serer. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya’nın Koltuğu ve Fatih-Harbiye gibi eserlerinde ruh ve beden arasındaki mücadeleyi net bir şekilde görmek mümkündür.

Bu makalede, Peyami Safa’nın romanlarında ruh-beden ikileminin nasıl işlendiği, karakterlerin iç dünyalarındaki çatışmaların nasıl yansıtıldığı ve bu temanın yazarın edebi bakış açısındaki yeri incelenecektir.


1. Ruh ve Beden İkilemi: Doğu-Batı Çatışmasının Yansıması

Peyami Safa’nın romanlarında ruh ve beden çatışması genellikle Doğu-Batı ikilemi ile paralel bir şekilde ele alınır. Yazar, Batı kültürünün getirdiği materyalist yaşam tarzını bedeni temsil eden bir unsur olarak ele alırken, Doğu’nun geleneksel değerlerini ve maneviyatını ruh ile ilişkilendirir.

Özellikle Fatih-Harbiye romanında, baş karakter Neriman’ın Fatih ve Harbiye arasında gidip gelmesi, onun içsel dünyasında ruh ve beden arasında yaşadığı çatışmayı simgeler. Fatih, doğu kültürünün temsilcisi olarak maneviyatı, huzuru ve gelenekleri temsil ederken, Harbiye Batı’nın modern hayat tarzını, maddiyatı ve değişimi simgelemektedir. Neriman’ın yaşadığı bu çelişki, onun ruhu ile bedeni arasında kalmış olmasını gösterir.

“Medeniyet ruhsuz bir ceset olursa, bir gün gelir yere düşer.” – Peyami Safa

Bu alıntı da yazarın Batı’nın getirdiği modernleşme anlayışını sorguladığını ve ruhsuz bir bedenin hiçbir anlam ifade etmeyeceğini vurguladığını gösterir.


2. Psikolojik Derinlik ve Bireyin İçsel Çatışmaları

Peyami Safa’nın romanlarında karakterler sadece dış dünyayla değil, aynı zamanda kendi iç dünyalarıyla da mücadele içindedir. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, ruh-beden ikileminin en keskin işlendiği eserlerden biridir.

Romanın isimsiz anlatıcısı, fiziksel bir hastalıkla mücadele eden bir gençtir. Bedeninin zayıflığı ve hastalığın getirdiği çaresizlik, onun iç dünyasında psikolojik bir gerilime neden olur. Bedensel acılar çekerken, ruhen de büyük bir bunalım içindedir. Bu, bireyin bedeniyle kurduğu ilişkinin sadece fiziksel olmadığını, psikolojik ve metafizik bir boyutunun da bulunduğunu gösterir.

“İnsan vücuduyla olduğu kadar ruhuyla da hasta olabilir.” – Peyami Safa

Bu alıntı, Safa’nın ruh-beden ikilemini nasıl ele aldığını göstermektedir. Bedensel hastalık, ruhsal çöküşe yol açarken, güçlü bir ruh ise bedensel acıların üstesinden gelebilir. Yazar, bu çatışmayı karakterlerinin iç hesaplaşmaları aracılığıyla derinleştirir.


3. Metafizik ve Ruhun Üstünlüğü: Matmazel Noraliya’nın Koltuğu

Peyami Safa, sadece bireyin iç dünyasındaki psikolojik çatışmalara değil, metafizik boyuta da önem veren bir yazardır. Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, ruh-beden çatışmasının felsefi ve mistik bir boyut kazandığı romanlardan biridir.

Romanın başkahramanı Ferit, bilime ve mantığa dayalı bir hayat anlayışına sahipken, zamanla ruhun ve maneviyatın üstünlüğünü keşfeder. Batı’nın materyalist görüşüyle şekillenmiş olan karakter, Doğu’nun tasavvufi ve manevi değerleriyle tanıştığında içsel bir dönüşüm yaşar. Burada ruh, bedene karşı galip gelir ve karakter metafizik bir aydınlanma yaşar.

Bu roman, Peyami Safa’nın ruh ve beden ikilemini yalnızca psikolojik ve kültürel boyutuyla değil, aynı zamanda metafizik bir perspektifle de ele aldığını göstermektedir.


Sonuç: Peyami Safa’nın Ruh-Beden Çatışmasına Getirdiği Bakış Açısı

Peyami Safa’nın romanları, bireyin bedensel arzular ve ruhsal değerler arasındaki çatışmasını derinlemesine ele alan önemli eserlerdir. Yazar, karakterlerini bu ikilem içinde şekillendirerek, Doğu ile Batı’nın, gelenek ile modernleşmenin, materyalizm ile maneviyatın çatışmasını gözler önüne serer.

  • Fatih-Harbiye romanında bu ikilem, doğu ve batı çatışmasıyla anlatılır.

  • Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, ruh-beden çatışmasını hastalık ve acı üzerinden ele alır.

  • Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, bu mücadeleyi metafizik ve tasavvuf perspektifiyle derinleştirir.

Peyami Safa’nın bu eserleri, bireyin kimlik arayışını, toplumla olan ilişkisini ve ruhun beden karşısındaki mücadelesini anlatan klasikleşmiş romanlar olarak edebiyat dünyasında önemli bir yere sahiptir.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir