Antika, maddi değeri olan eski taşınabilir eşya demektir. Bir eşyanın ya da sanat yapıtının “antika” sayılabilmesi için yaşlı olmasının yanında az bulunur özellikte olması gereekir. Ne var ki her eski eşya da antika sayılmaz.
Antikalar ünlü bir kişiye ya da belli bir tarihsel döneme ait olabilir. Yalnızca iyi korunmuş eşya da zamanla antika değeri kazabilir. Bunlar resim ya da heykel gibi sanat yapıtları, mobilya ya da kap kacak gibi ev eşyası olabilir. Bazı insanlar yalnızca güzel buldukları, bazıları ise sonradan değerleneceğini bildikleri için koleksiyonlar oluştururlar. Aradan uzun zamanın geçmesiyle bu koleksiyonun parçaları birer antika özelliği kazanır. Antikalar ender bulundukları için değerlidir.
Antikalar yapıldıkları yer ve zamana göre adlandırılabilir. Bir İngiliz antikası, Kral George ya da Kraliçe Victoria dönemlerinde yapıldığı için onların adıyla anılabilir. Bir Fransız antikası XV. Louis ya da Napolyon dönemiyle ilişkilendirilebilir. 12. yüzyıl Anadolu Selçuklu rahlesi yapıldığı dönem, 16. yüzyıl İznik çinisi yapıldığı yerden dolayı özel değer taşır. Bir eşyanın antika sayılabilmesi için yapıldığı yerin ve zamanın kanıtlanması gerekir. Pek çok eşyada hangi fabrikada yapıldığını ya da hangi ustanın elinden çıktığını belirten bir işaret bulunur ve bu durumda eşyanın antikalığı kuşku götürmez. Üzerinde işaret bulunmayan antikaların nerede ve ne zaman yapıldığını ise, uzmanlar malzemesine, modeline, renklere ve yapımındaki ustalığa bakarak anlayabilirler.
Koleksiyoncuların en çok ilgi gösterdikleri bazı antikalar şunlardır: Cam eşya; saatler; metal eşya; mobilya; seramik ve porselen eşya; halı ve kilim. Eski gümüş, mobilyalar, halı, kilim, işlemeli bez, kadife bezler, yatak örtüleri, bakır eşya, avizeler, tablolar, resimler, kartpostallar, efemeralar, pul, eski paralar, radyo, telefon, daktilo, eski mekanik eşya, el yazması kitaplar, eski çizgi romanlar, taş plak, eski plak ve pikaplar, askeri kıyafetler, kılıç, kama, eski madalya ve nişanlar.
Antika objelerin ekspertizi için müzelerden ve ekspertiz şirketleri tarafından yapılır. 100 yaşın üstündeki Türk objelerin yurtdışına çıkarılması yasaktır. Toprakaltı eserler müzelerden alınan koleksiyoner defterlerine işlenerek koleksiyonerler tarafından koruma altına alabilir. Toprakaltı eser bulanların en yakın müzeye haber vermesi gerekmektedir.